"CESURLAR BİR KEZ ÖLÜR KORKAKLAR HER GÜN"

"CESURLAR BİR KEZ ÖLÜR KORKAKLAR HER GÜN"

"CESURLAR BİR KEZ ÖLÜR KORKAKLAR HER GÜN"

Emrah Bayraktar Altınordu maçı öncesi basın mensuplarıyla bir araya geldi. Tesislerde olumlu bir havanın olduğunu söyleyen teknik adam, derbi öncesi soyunma odasında yaptığı ve gündem olan konuşmasını da değerlendirdi. 

Emrah Bayraktar’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Neden 3 Hücumcuda Israr Ediyor?
Antrenman kadromuz kalabalık olsa da, oynar oyuncumuz çok değil. Elimizdeki oynar oyuncuların uygunluğuna göre sistem belirliyorum. Ben bu oyuncularla neler yapabilirim, oradan yola çıkarak planlıyorum. Ayrıca, tesislerden içeri girdiğinizde solda bir yazı yazdım. İngilizce ve Türkçe. Ben yazmadım ama oraya asılması istedim özellikle derbiden önce. “Cesurlar bir kez ölür, korkaklar her gün.” yazıyor. Ben onlardan cesur olmalarını istiyorsam, en başta onlara örnek olarak önce benim cesur olmam gerekiyor.”

Diğer oyuncularımızı da yavaş yavaş bu profesyonel lig ortamına hazırlıyoruz. Oyunun başında hemen geri düştüğümüz maçta oyundan kopmadan maçı çevirebilmek, bunlar maçın pozitif tarafıydı. Ama tabii, son düdük çalana kadar oyunun devam ettiğini unutmadan, konsantrasyonumuzu düşürmeden devam etmek gerekiyor.

Maç Öncesi Konuşma Hakkında
Ben yıllarca soyunma odalarına girdim. Benim Türkçem iyidir, edebiyatım da iyidir. Az çok hitabet kabiliyetim var. Ağzımdan çıkanı kulağım duyar. Uzun yıllar ulusal basında çıktım, televizyonlarda spor yorumculuğu yaptım, canlı yayınlara bağlandım.  Maçtan sonra ben de izledim videoyu, ağzımdan kötü söz çıktığını duymadım. Sosyal hayatımda da zaten sinkaflı konuşan bir insan değilim. Orada bir metafor var. O metafor da, Türk filmlerinde kullanılan en klişe metafordur. Bir tarafta gururlu delikanlı vardır, diğer tarafta şımarık zengin aile çocuğu vardır. Oyuncularıma da şunu söyledim: “Siz hangisisiniz karar verin!” 

O konuşma bir son dokunuştu. Biz o noktaya gelene kadar kendi takımımızı, rakibimizi analiz ediyoruz, oyuncuları hazırlıyoruz. Bu işin çok detayı var, sadece çıkıp 15 saniye konuşmakla olucak bir iş değil. O da bir son dokunuş, "haydi bakalım" konuşmasıdır. Konuşmanın takıma etkisini de takımı sahada izleyenler karar verebilir. 

Bunu söylemek istemiyorum ama… Bakın ben bir teknik direktörüm, bir vatandaşım. Uzun yıllar büyük kulüplerde ve kurumlarda çalıştım. Kurumlar hedefi, şahısları olamaz. Kurumlar şahısları hedef alıcı açıklamalar yapamazlar. Yaparsa kurum şahsın seviyesine iner. Bu da açıklamayı yapan kurumu zor durumda bırakır. Ben nasıl ki, bir kurumun adını ağzıma alarak kötü söz konuşamazsam, kurumlar da şahıslara bunu yapamaz. Kurumun muhatabı kurumdur. Bu da bir iletişimle ilgili önemli bir noktadır diye düşünüyorum.

Kısa Kısa
Ahmethan çok fazla maç oynamadan buraya geldi. Biz daha önce bu konuyla onunla “yorulunca haberleşelim” şeklinde konuşmuştuk. 

Belem’le de konuştuk. Beklentilerimi anlattım, onu nasıl hayal ettiğimi söyledim. İstediğimiz noktaya gelince o da sahada görev alabilecek. Ben hiçbir oyuncumu unutmuş, kenara bırakmış değilim. 

Altınordu yerleşik bir oyun planı olan, genç oyunculara sahip bir takım, çok çok zor bir maç bizi bekliyor. A. Demirspor maçı bitti, oradan artık uzaklaşmak zorundayız. 
 

Yorumlar (0)

Yorum Yapın

Yorum Yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.