PANKARTLARIMIZ

PANKARTLARIMIZ

Ben Sana Mecburum

2006-2007 Sezonunda hazırlanan pankart. Zorlu Diskispor iç saha maçı öncesi 2 gece boyunca uykulu gözlerle uğraşılan ve ortaya çıkartılan eser. Ünlü şair Atilla İlhan'ın "Ben Sana Mecburum" şiriinden esinlenilmiştir ve pankart sözü belirlenmiştir. Ben Sana Mecburum, Yeni sezonda yepyeni versiyonuyla 5 Ocak'ın ter örgülerinde.

 

Aşk-ı Deplasman

2007-2008 Sezonu ilk deplasmanı olan Hatayspor deplasmanına gidilmeden önce ki gece ortaya çıkartılan bir pankart. Yine pankart timinin sabahladığı ve uykusuz kaldığı gecenin ardından ortaya çıkarttığı önemli bir çalışma. Bizler için çok büyük değeri olan bir pankarttır. Sezonun ilk deplasmanına çıkılırken söylenen söz, "Bu sezon bu pankartın girmediği stad kalmayacak" idi. Adanaspor.Org bir çok deplasmanda var oldu. Gidemediği 3-4 deplasman harici tüm deplasmanlarda Adanaspor'unun peşindeydi. Klasmanda ;Hatay, Adıyaman, İskenderun DÇ, Tarsus İY, Gaski deplasmanları, Play-Off'ta; Tarsus İY, Şekerspor, G.Osmanpaşa, Mersin İY, Çanakkale deplasmanları Adanaspor.Org'un ve Aşk-ı Deplasman'cıların var olduğu deplasmanlardır. Sezonun sonlarına doğru pankartta oluşan yırtılmalar ve dağılmalar nedeniyle pankart son deplasmanlarda asılmadı. Yeni sezonda yeni versiyonuyla yine deplasmanlarda baş köşede olacak; Aşk-ı Deplasman.

 

 

forzAdana

2006-2007 Sezonu pankartlarından birisidir. Bir kaç saat içerisinde boş zamanı değerlendirmek adına çizilen ve boyanan bu pankart, bir sezon boyunca sandık altında unutulmuştur. Bizce çok özel olan, "Forza Adana" sözünü hayata geçirmenin mutluluğunu ancak 2007-2008 sezonu son maçı olan Pendikspor maçında tribünlerde görerek yaşayabildik. 1 yıldır var olan ama sadece bir maç tribünlerimize asılmış olan pankartımızdır.

 

 

Gölgesi Ağır Adam GTO

Adanaspor camiasının en büyük değerlerinden olan Gündüz Tekin Onay'ın 2007-2008 Sezonu ortalarında vefatı sonrası Play-Off grubu ilk maçları öncesi devre arasında Gündüz Hoca için hazırlanan 2 pankarttan birisidir. Diğeri ise Gündüz'ümüzsün pankartıdır. Gölgesi Ağır Adam Gündüz Tekin Onay. Seni asla unutmayacağız. Yazılacak, söylenecek o kadar çok söz var ki. Bizce en güzel, özel ve anlamlı sözleri 2. fanzinimizin orta kapağına Gündüz Tekin Onay'ın anısına nakledilmiştir.

 

Gündüz'ümüzsün

2007-2008 sezonu pankartlarındandır. Gündüz Tekin Onay. Sen Adanaspor'un Gündüz'üsün. Seninle geceyi yaşamadık hiç. Hep aydınlık vardı, yoktu karanlık. Varlığını bilmenin verdiği güç, yokluğunda da bizleri daha çok sana bağlıyor.

 

Bu Şehirde Güneş Turuncu Doğar

2007-2008 Sezonu 2. Adana derbisi olan A. Demirspor maçında ortaya çıkartılan kareografik eserin bir parçası olan bu pankart, daha sonra sezonun son maçı olan Pendikspor maçında da tribünleri süslemiştir. Şehrin gerçek yüzünü ve rengini ortaya koyan bu anlamlı sözler, tüm Adana camiasının gündemine oturmuş, taraflı-tarafsız herkes tarafından dile getirilmiştir. Kimisi eleştirmiş, kimisi yermiştir. Netice itibariyle tüm dillerde en azından bir kaç sefer söylenmiştir; Bu Şehirde Güneş Turuncu Doğar.  

 

Bu Şehirde Güneş Turuncu Doğar, Turuncu Batar

2007-2008 Sezonu grupların birleşimi ve Turbeyler Grubu'nun Adanaspor tribünlerine tek yumruk olarak dönüşüyle beraber, site yönetimi olarak Adanaspor tribünlerine kazandırdığımız bir kaç digital pankarttan birisidir. İnsan gücü olarak bizler tarafından emeğin verilmediği, boya kokusunun gırtlakta hissedilmediği, tinerin başımızı döndürmediği bir ortamda hazırlanmış olması el emeği pankart olmamış şeklinde yorumlanmasına neden olabilir. Fakat. Büyük zorluklarla ortaya çıkartılmıştır bu bir kaç digital pankart. Öğrenci kardeşlerimizin okul harçlıkları, büyük abilerimizin evlerinin rıskı ile kuruş kuruş toparlanmış olan paralarla, emekle ortaya çıkartılmıştır bu pankartlar. Sözüne değinmeye gerek var mı? Memleket biliyor artık bu sözü. Saygılar.

 

1970'lerin Ruhuyla Arjantin Köşesi

2007-2008 sezonu digital pankartlarından. 1970'leri görenler, yaşayanlar anlatır. Adanaspor'un Türkiye'de ve Avrupa'da fırtına gibi estiği o müthiş sezonlar. Herkesin korkarak, çekinerek geldiği Adana 5 Ocak. Ve yine o dönemlerin ateşli tribünleri. Şimdiki tabirle Güney Kale Arkası Maraton Köşesi, eski tabirle Arjantin Köşesi. İşte bizlerin de istediği tam olarak budur; 1970'lerin Ruhu ve Arjantin Köşesi. Neden Arjantin? Kırpık kağıt modasını Türkiye'de ilk yayan tribünlerin başında gelir Adanaspor tribünleri. Ve tabi ki öncülüğü köşe yapar. Dünya Kupaları'nda Arjantin'le özdeşleşen kırpık kağıt görselliği, bizde de Arjantin Köşesi'yle özdeşleşmiştir.

 

Aşk-ı Turbey

2007-2008 Sezonu pankartlarından. Eski Türkçe kelimeler ile bu yıl bir hayli haşır-neşir olduk. Tüm tribünlerde var olan, sevmek, aşk, bağlılık, ibadet v.s. kelimelerini bilindik cafcaflı söz dizeleriyle ya da arabesk kelimelerle dile getirmektense bize özgü, bizi anlamlandıran bir tarz olsun istedik. Netice itibariyle bunda da başarılı olduk. Arka arkaya çıkan pankartlarda ki (aşk-ı deplasman, zümrüd-ü anka, aşk-ı turbey, şehr-i turuncu v.s.) sözlerin vuruculuğu ve pankartlarda ki görsel güzellik, kısa süre içerisinde ülkemizdeki tüm tribün emekçilerinin dikkatini çekmiştir ve gelen olumlu yorumlar yeni sezona ilham olmuştur. Bank Asya'da da Eski Türkçe'den esinlenerek yepyeni pankartları tribünlerimize sokmaya devam edeceğiz. Duyurulur. Aşk-ı Turbey; var mı ötesi?

 

Hayalet Süvari

2007-2008 sezonu Play-Off grubu ilk maçında tribünlerimize kazandırdığımız bizim için özel olan bu pankartın altında ki gerçek nedenleri soranlar çok fazla oldu. Forum sayfalarımızda bu konuyla ilgili olarak her ne kadar geniş bir açıklama yazmış olsakta burada tekrarlamakta fayda var;

Turuncu Fanzin 1. sayının 5. sayfasına göz atanlar şu söz grubuyla karşılaşacaklardır muhakkak; 

Biz ne badireler atlattık, zirveyi de gördük dibi de.
En güzel günlerde de vardık.
Sanki bir aralar kaybolduk.
Öyle sandılar!
Ama vardık.
Bir zaman kentte "Hayalet Süvari"ydik.
Adımızla siperleri deldik.
Ve geldik aynı inançla, aynı davayla!

Fanzinden taşan bu söz çok defa dilimize dolandı. Bazen kişisel ileti oldu, bazen imza oldu. İlham verdi, inanç verdi. Her "Hayalet Süvari" lafı aldı götürdü bizi 2004'e, 2005'e, 2006'ya. Hırsla irkildik. Gözlerde inançla sarıldık bu davaya. Adanaspor bitmez! Bitirmeye de kimsenin yüreği yetmez.

 

 

Kalbimizdesin Gökmen

2006-2007 Sezonu öncesi hazırlık kamplarının olduğu dönemlerde acı bir haber hızla yayılmıştı. Bir dönem Adanaspor formasını da giyen başarılı forvet oyuncumuz Gökmen Yıldıran, Elazığspor antrenmanı sırasında kalp kirizi geçirmiş ve vefat etmişti. Adanaspor'da kısa bir dönem forma giyse de büyük sempati ve ilgi toplamıştı Gökmen. Sevdirmişti kendisini. Bizde yeri çok özeldi. Çoğu Adanasporlu'nun kalbinde özel bir yeri olan Gökmen'i, 5 Ocak Stadı'nın tribünlerinde andık, hatırlattık. Kalbimizdesin Gökmen.

 

 

Alayına

2007-2008 Sezonu 2. yarısıyla beraber tribünlerimize kazandırılan pankartlarımızdan birisidir "Alayına" Üzerine çok fazla yorum yapmaya gerek var mı? Alayına! sözü herşeyi açıklamıyor mu? Kimseye yok eyvallahımız. Alayına Adanaspor!

 

 

Maceramız Bu Şehirde Başladı

2007-2008 Sezonu birinci Adana derbisinde tribünlerimizi süsleyen bir pankart idi bu. Maceramız bu şehirde başlamıştı bizim. 1954'de öz be öz Adana topraklarında vuku bulmuştu bu arma, bu renkler. Adana'ya dışardan ithal edilmemişti elbette. Portakal'ın turuncusu, Pamuk'un beyazı değil miydi Adana için herşeyin özeti. O halde on numara bir pankart sözü değil midir, Maceramız Bu Şehirde Başladı.

 

 

Orange Hell

2007-2008 Sezonu pankartlarındandır. Türkçesi, Turuncu Cehennem'dir. Aslında klasik bir sözdür; Hell ve tarzı İngilizce kelimelerin Türk tribünleri için. Fakat 2 yıldır hep istenilen, son anda vazgeçilen bu pankartı grafiti bir eserle tribünlerimize sokmak ve üzerine bir dünya hayal kurup, o hayali yakalamak için çabalamakta güzel. Nedir mi hayal? 5 Ocak'ın gerçek anlamda Turuncu Cehennem'e dönüştü maçlar çokca yaşanmıştır. Fakat biz yılda bir kaç maç değil, her maçta o cehennemi yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Netice itibariyle son 2 sezonda aktif bir şekilde içinde olduğumuz ve uğraş verdiğimiz tribünlerimizin her geçen gün turuncuya boyandığını görüyoruz. Bizler için gerçekleşebilecek bir hayal, başkaları için ütopya olan bu beklenti yavaş yavaş kendini huzura, mutluluğa ve neşeye bırakıyor sanki. Daim olsun mutluluğumuz.

 

Şampiyon

2007-2008 Sezonu Play-Off 2. yarısında hazır edilen bir pankart. Gaziosmanpaşa deplasmanına çıkılmış ve Adanasporumuz mağlubiyetle sahayı terk ederken, deplasmandaki yüzler haykırmıştı, "Şampiyon Biz Olacağız" diye. Bu maçın hemen ertesinde, hafta içi devasa bir pankartla Şampiyon'u 5 Ocak'ta karşılamamız gerektiğine inandık. Evet gönlümüzün Şampiyon'unu daha Karabük maçında Şampiyon diye ilan ediyorduk biz. İnanmıştık çünkü. İnanmıştık ve güvenmiştik. Utanmadığımız için çifte mutluluk yaşıyoruz.

 

 

Şampiyonluk Gittiğin Yoldan Gelir

2007-2008 Sezonu final maçında tribünlerimizde var olan pankartımızdır. Şampiyonluk maçında tribünlerimizi süsleyen pankartlarımızdan birisidir. Adanaspor, biraz kıpırdasın yeter ki. Şampiyonluk sözcüğünü bir kaç kez tekrarlasın, o şampiyonluk çok uzakta değil. Renklerden midir, asaletten midir, iyi yönetimden midir, taraftarın duruşu ve desteğinden midir bilinmez ama tarih hiç yanıltmadı bizleri; Şampiyonluk Hep Gittiğimiz Yoldan Geldi. Nitekim, Pendik maçı öncesi de inandık ve inandırdık; Şampiyonluk Gittiğin Yoldan Gelir.

 

 

Şehr-i Turuncu

2007-2008 Sezonunda Adanaspor tribünlerine ve tüm Adana'ya damga vuran bir söz olduğu çok açık ve nettir. El emeği, göz nurudur zat-ı muhterem Şehr-i Turuncu pankartımız/bayrağımız. 5 Ocak'ta olanlar çok iyi hatırlar. Güney Kale Arkası'nda bir sessizlik hakimdir. 10-15 kişi bir bez yumağının etrafındadır ve hummalı bir şekilde birşeyleri açmak için uğraşmaktadır. Bu sessizlik Güney'den Kuzey'e de sıçrar ve tüm stad çıt sesini duyabilecek şekilde sessizleşir. Ne oluyor acaba? Derken yavaş yavaş, gıdım gıdım açılır o bayrak. Karşı tarafın sessizliğini önce Güney Maraton bozar; "Adana Turuncudur Oleyyy!" tezahüratıyla. Sonra tüm Güney aynı ezgiyle yıkar 5 Ocak'ı. O ne büyük bir mutluluktur öyle. Kuzey'de ki şaşkınlık devam ederken, bizim gözlerimizde ki mutluluk ve huzur göz yaşlarıyla anlam bulur. Şehr-i Turuncu/Turuncu Şehir/Adana Turuncudur/Tupturuncu Adana şeklinde türetilebilir.

 

 

Seni Çok Özledik-Site Pankartı

2006-2007 sezonunda sitemiz aracılığıyla yaptırdığımız 1954'ten Beri t-shirtleri büyük ilgi görmüş ve kısa sürede tüketilmişti. Bu satıştan elde edilen karı yine tribünlerimize kullanmaya karar vermiş ve tüm üyelerimizden pankart sözü istemiştik. Adanasporumuz, kaos dönemini atlatmış ve karanlık bir yılın ardından yeniden 5 Ocak'a merhaba diyecekti. Oylamayla kabul gören Seni Çok Özledik pankartı, 5 Ocak'ta kendine yer bulmuştu. Seni Çok Özledik pankartına, Adanaspor.Org yazılı site pankartımız da eşlik etmişti.

 

 

Diriliş

2007-2008 Sezonu son haftalarında ortaya çıkartılan bir pankarttır; DİRİLİŞ. Hayır, bu “DİRİLİŞ”, Tolstoy’un bir vicdan muhasebesi yaptığı ünlü romanı değil. Daha fazlası… Güzel bir kitlenin dirilişidir bu. Adanaspor’un DİRİLİŞ’idir… Ama, Turgut Özakman’ın “Çanakkale 1915/Diriliş” adlı romanının temasına benzer bir dirilişten bahsedilebilir. Sömürgeci ve işgalci Avrupa’ya karşı bir direniş…ve diriliş… Kendi toprağında verdiğin bir mücadelenin, dirilişidir… Adanaspor’un dirilişidir. Her ne olursa olsun netice, bir diriliştir bu bahsettiğimiz…Dirilişimizdir.

 

 

Zümrüd-ü Anka

2007-2008 Sezonu son maçında tribünlerinde var olan pankartlarımızdan birisidir. Efsaneye göre Kaf Dağı'nın ardında yaşadığına inanılan, üstünde değeri paha biçilemeyen değerli taşların bulunduğuna inanılan masal kuşudur. Efsane işte; bu kuş öleceğini anladığı zaman kendini yakıp daha sonra tekrar kendi küllerinde doğarmış. Hatta Cengiz Han'ın bu kuşu buldurmak için arattığı da söylenir. Türkçe'de bu şekilde dibe vurup tekrar yükselme anlamında "Zümrüd-ü Anka gibi küllerinden doğmak" gibi bir kullanış vardır. 1. Fanzinimizde de kullanılmıştır bu söz grubu; Zümrüd-ü Anka.

 

 

Anadolu

2007-2008 Sezonu 2. yarısında tribünlerimizde hayat bulan bir pankarttır. Anadolu'yu selamlar, İstanbul hegemonyasına baş kaldırırız; anlamındadır. Anadolu'nun yıllardır İstanbul takım ve tribünlerine karşı verdiği savaşa bir meşaledir bizce. Anadolu işte, İstanbul sempatizanlığı ve yalakalığına kesinlikle hayır. İnadına Anadolu. Forza Anadolu. Bu anlamda aynı düşüncede olduğumuz tüm Anadolu tribünlerini selamlarız.