KUYRUĞUNU YUTAN YILAN

KUYRUĞUNU YUTAN YILAN

KUYRUĞUNU YUTAN YILAN

Adanaspor başkanları hep bir plan ve proje dâhilinde takımın başına gelmiştir ki devamında, şehirde lobisi ve kitlesi oturmuş bir takıma rağmen kendine has bir taraftar niteliği ve niceliği oluşturdu. Müthiş.

Bu, liglerde örneği olmayan bir futbol olayıdır.

Tabi süreç rastgele işlemedi.

Adanaspor adına, yönetim anlamında, rastgele işleyen tek dönem ne yazık ki 17 yıldır yaşamaya mecbur kaldığımız bu dönemdir.

Fahrünnisa Hanım’dan Hikmet Savatlı’ya, Müslüm Toprak’tan Gündüz Tekin Onay’a, Uzanlardan…

Orada duralım.

Sonrası karanlık bir dönem.

Aslında Uzanlarla başlayan karanlık bir dönem. Tabi Uzan ailesi siyasi bi operasyona uğramasaydı, sonraki yıllar nasıl olacaktı, bunu asla bilemeyeceğiz, hayatımızda bir Akgül Ailesi olacak mıydı veya o ailede Sayın Hamza Akgül’den başka bir Adanasporlu olacak mıydı?

Geçelim.

Varsayımlarla konuşma eşiğini biz çoktan geçtik.

Ne diyordum?

Sıfırdan gelip büyük isimlerle, yönetici, hoca veya futbolcu: Orhan Şeref Apak, Tamer Güney, Gündüz Tekin Onay, Miliç, Kaynak Kardeşler, İsmail Alpşar, Ali Gedikbaş, Dr. Suat Erdem… (Yahu düşünün, Doktor Suat Erdem gibi bir isim yönetmiş zamanında bu kulübü. Şimdi muhatap olduğumuz seviyeye bakın.) 

O güzel isimleri yaz yaz bitmez… Bu isimlerle şehirde yoktan var olan Adanaspor, 17 senedir bir ailenin elinde hazin bir şekilde üstelik onca tarihsel başarının ardından yok oluyor.

Sen UEFA kupalarına giden, iki gol kralı çıkaran, süper lig şampiyonluğu bin bir entrika ile elinden alınan, liglerde adı ve ağırlığı olan bir Adanaspor’u al ve yok et. İki paralık et. Bir kağıt parçasından beter et.

Vay canına be!

Öyle, neticede hiçbir başarısızlık da tesadüf değil.

Vardır meziyete ve liyakate dair bir sebebi.